Ana Sayfa
İletişim
sayfa-2
sayfa-3
sayfa-4
sayfa-5
sayfa-6
sayfa-7
sayfa-8
sayfa-9
Sayaç
sayfa-10
sayfa-11
sayfa-12
sayfa-13
sayfa-14
sayfa-15
sayfa - 16
sayfa - 17
sayfa - 18
sayfa - 19
sayfa-20
sayfa-21
sayfa-22
sayfa - 23
sayfa - 24
sayfa -25
Qariqatüru -Karikatürler
Gireye Pela Umbazu
 

sayfa-15



Foto


--------------------



-----------------------




---------------------------------




1-) Büweyhi Zaza İmparatorluğu (932-1062): Abbasi halifesini yenmiş sınırlarını, Anadoludan Hint okyanusuna dek geliştirmişlerdi.

2-) Bevandi Zaza Devleti (M.S.665-1349): Bu devlet 384 yıl ayakta kaldı. Hazar denizinin güneyinde kurulmuştu.

3-) Ziyari Zaza devleti (927-1090): Tabaristan ve Gurgunda kuruldu. 163 yıl ayakta kaldı. ...

4-) Kengari Zaza Devleti (916-1090): Azerbaycan ve Kuzeybatı İranda Hüküm sürdü.

5-) Kakuyi Zaza devleti (1008-1119):

6-) Badh Zaza Krallığı (983-1085->1847): Bu krallık tarihi sosyal eşitlikçi kahraman olan Babekin ailesidir.Büyüyüp gelişince Merwani Devleti olarak anılmaya başlandı

7-) Zend Zaza Devleti: Daha önce Horosanın Deh Pari bölgesine sürülen klanlarından

Zendler beklenmedik bir biçimde devletlerini kurdular. Eyyubiler ve Büweyhiler kadar gelişip büyüdüler.Bu devleti Kerim Han (1750-1779) kurmuştu. Başkenti Şiraz olarak ilan etti.

8- ) Part imparatorlugu

9-) Sasani imparatorlugu

10-) Deylaman - Deylamistan

Diğer bazı önemli Zaza Hanedanlıkları: Gilan, Ruyan, Cestani ve Şebinkani....

--------------------------

Foto: Eine Veranstaltung zur Geschichte, Sprache und Kultur des Zaza Volkes findet am Samstag, 3. November, 18 Uhr, im Forum der Jugend, Neckarpromenade 46, statt. Veranstalter ist der Verein Zaza Kulturhaus e.V.. Er besteht seit 14 Jahren und hat es sich zur Aufgabe gemacht, die Sprache zu fördern, die Zazas bei ihrer Integration in die deutsche Gesellschaft zu unterstützen und einen Beitrag zum freundschaftlichen Zusammenleben mit Menschen verschiedener kultureller Herkunft und Konfession zu leisten. Die Sprache Zazaki ist eine indo-europäische Sprache und am oberen Euphrat in der Osttürkei beheimatet. Als drittgrößte Sprache der Türkei wurde sie bisher aus politischen Gründen des Landes nicht in der Schule zugelassen. Seit ein paar Jahren wird der Gebrauch dieser Sprache nicht mehr gesetzlich verhindert, aber auch kaum ernsthaft gefördert. Laut UNESCO ist die Zukunft der Zaza-Sprache in der Türkei gefährdet.
http://www.morgenweb.de/mannheim/stadtteile/neckarstadt-west/sprache-der-ostturkei-im-fokus-1.783074

Eine Veranstaltung zur Geschichte, Sprache und Kultur des Zaza Volkes findet am Samstag, 3. November, 18 Uhr, im Forum der Jugend, Neckarpromenade 46, statt. Veranstalter ist der Verein Zaza Kulturhaus e.V.. Er besteht seit 14 Jahren und ha...t es sich zur Aufgabe gemacht, die Sprache zu fördern, die Zazas bei ihrer Integration in die deutsche Gesellschaft zu unterstützen und einen Beitrag zum freundschaftlichen Zusammenleben mit Menschen verschiedener kultureller Herkunft und Konfession zu leisten. Die Sprache Zazaki ist eine indo-europäische Sprache und am oberen Euphrat in der Osttürkei beheimatet. Als drittgrößte Sprache der Türkei wurde sie bisher aus politischen Gründen des Landes nicht in der Schule zugelassen. Seit ein paar Jahren wird der Gebrauch dieser Sprache nicht mehr gesetzlich verhindert, aber auch kaum ernsthaft gefördert. Laut UNESCO ist die Zukunft der Zaza-Sprache in der Türkei gefährdet.

http://www.morgenweb.de/mannheim/stadtteile/neckarstadt-west/sprache-der-ostturkei-im-fokus-1.783074

-----------------------------

Foto

---------------

Foto

--------------------------

Foto

----------------------



Star gazetesinde (13 Mayıs 2012), Zazaca yayın lisansı almak için Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) yapılacak başvurularda, Zazaca değil de “Kürtçe” demek gerektiğine dair bir haber yer aldı.

Habere göre, RTÜK üyesi Ahmet Yıldız’ın Kürtçe yayın yapan kuruluşlara verilen lisans izinlerine ilişkin “Zazaca ve Soranice Kürtçe\'nin lehçesidir” görüşü ve muhalefet şerhi üzerine, RTÜK konuyu Mardin... Artuklu Üniversitesi\'ne sormuş. Üniversitenin Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım, RTÜK’e ilettiği görüşünde; “Kürtçe derken lehçelerin tümünü kastediyoruz. Kürtçe dil, Zazaca, Kurmanci ve Soranice lehçedir.” uyarısı yapmış. RTÜK, bundan sonraki izinlerde, bu uyarıya göre karar verecekmiş. Yani bir yayın kuruluşu, lisans başvurusunda Zazaca diye RTÜK\'e başvuramayacakmış!

Bu haber doğru ise RTÜK oyuna getirilmiş ve yanıltılmış demektir. Çünkü Zazaca’nın “lehçe” olduğunu iddia edenler Kürt siyasileridir. RTÜK, Zazaca’nın dil mi lehçe mi olduğu hususunda tereddüt ediyorsa, görüş almak için başvuracağı yer, Mardin Artuklu Üniversitesi değil, “Zaza Dili ve Edebiyatı” bölümlerinin mevcut olduğu Bingöl ve Tunceli Üniversiteleri olmalıdır. Zira her iki üniversite de Zazacayı “lehçe” değil, müstakil bir dil olarak kabul etmektedir. Bu durumda RTÜK’ün, görüş için Mardin Artuklu Üniversitesi’ne yönlendirilmesiyle yanıltıldığı yönünde yorumlar var.

Zaza dilinin yapısına vakıf olamadıklarından, Zazaca ile Kürtçeyi dilbilimsel yönden mukayese etme imkânından mahrum olan Ahmet Yıldız ile Kadri Yıldırım’ın verdikleri gayri ilmi “fetva”larla, RTÜK eliyle bir dilin âdeta yok sayılmak istendiği anlaşılıyor.

Başbakan Erdoğan’ın, 2 Haziran 2012’de Diyarbakır’da; “Türkçe, Kürtçe, Zazaca da konuşsak biz aynı toprakların insanıyız”, 7 Haziran 2012’de Çanakkale’de; “Burada, Türk, Kürt, Zaza, Arap, Çerkez, daha birçok farklı etnik kökenden gelenler aynı şehitlikte, aynı mezarda yatıyor” şeklinde dile getirdiği hakikat, Zaza dilini “lehçe” yapıp Kürtçe içinde eritmek isteyenlere en güzel cevap olmuştur.

Kürt ulusalcılarının kendi hayal âlemlerinde yarattıkları “Kürt tarih tezi”, Ortadoğu’da çeşitli dönemlerde hükümran olan Sümer, Elam, Eti, Hitit, Luvi, Frig, Urartu, Hurri, Mitanni, Babil, Guti, Kusi, Subaru, Karduk, Kalde, Kimmer, İskit, vs. kavimleri “Kürt kökenli”, dillerini de “Kürtçenin lehçeleri” sayıyor. Bunlar tamamen yalan ve hiçbir bilimsel değer taşımıyor.

Kürt ulusalcıları, Dicle-Fırat havzasında (Bingöl, Tunceli, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan illeri ve çevresinde) konuşulan ve Kürtçe (Kurmanci/Kırmanci, Sorani, Feyli) ile hiçbir ilgisi bulunmayan Zaza diline de “lehçe” diyerek Kürtçe içinde eritmeye çalışıyorlar. Dahası Irak ve İran’da konuşulan Hewrami, Şebeki, Beluci, Bahtiyari, Bacelani, Tati, Leki, Luri vb. dilleri de “Kürt lehçeleri” diye propaganda edip, nüfuslarını ve coğrafi alanlarını alabildiğine abartıyorlar.

Tümüyle bilimdışı ve siyasi amaçlı olan bu iddiaları tekzip eden pek çok Kürt kaynağı da mevcut. İşte birkaç örnek:

Bitlisli Şeref Han, 1597’de bitirdiği Şerefname adlı eserinde, Kürt lehçelerini sıralarken, Zazacadan bahsetmiyor. (Şerefname, Çev.M.E.Bozarslan, İstanbul 1971, s.20)

Sorbon Üniversitesi Kürdoloji Bölümü Başkanlığını yapan
Kürt dili uzmanı Prof.Dr.Kamuran Ali Bedirhan (1895-1978), Kürt lehçelerine ilişkin yaptığı tasnife Zazacayı dahil etmiyor. (Çiya Dergisi, 1965, Sayı:1, s.11)

Paris Kürt Enstitüsü’nün kurucularından ünlü Kürt aydını Cîgerxwîn, gayet açık bir şekilde, “Lori, Hewrami ve Zazaca’nın Kürtçe ile ilgisinin olmadığını” ifade ediyor. (Cîgerxwîn, Tarîxa Kurdistan-I, Stockholm 1985, s.14-15)

Zazacanın lehçe değil, ayrı bir dil olduğu gerçeği, son 150 yıllık süreçte pekçok yabancı bilim adamı (Oskar Mann, Karl Hadank, David N.MacKenzie, Minorsky, Joyce Blau, Terry L.Todd, Garnik Asatrian, C.M.Jacobson, Jost Gippert, vd.) tarafından da dile getirilerek, konuya dair çok sayıda ilmi eser de neşredilmiştir. Zaza yazar ve akademisyenlerinin de bu yönde ciddi araştırmaları bulunmaktadır.

Öte yandan, dilbilimcilere göre; eğer bir insan bir başka insanın dilini özel bir öğrenim görmeksizin anlamıyorsa, bunlar farklı diller konuşuyorlar demektir. Bir dil içinde anlaşmayı güçleştiren, ama engellemeyen farklılıklar ise lehçe farklılığı olarak belirlenmiştir. Oysa bir Kürt ile Zaza, ancak tercümanla anlaşabiliyorlar. Bu nedenle dil-lehçe ilişkisi, Kürtçe ve Zazaca için asla söz konusu olamaz!

Zaza dili, gramer, fonetik, sözcük vb. hususiyetler itibariyle Kürtçeden farklılık gösteren müstakil bir niteliğe sahiptir. Kürtçenin Kurmanci ve Sorani lehçeleri ile Zazaca arasında yapılan basit bir mukayeseden de bu gerçeği net bir şekilde anlamak mümkün. İşte birkaç örnek cümle:

Kurmanci: were em herin, ji bo we, ewan hatin, mala we heye?,diwarê reş.
Sorani: were ême biron, le bo êwe, êwan hatin, êwe maltan heye?, diwarî reş.
Zazaki: bi ma şı, semedi şıma, ey amey, kê şıma esto?, dêso siya.
Türkçesi: gel gidelim, sizin için, onlar geldiler, eviniz var mı?, siyah duvar.

Burada “lehçe” olgusu, ancak Kurmanci ve Sorani arasında söz konusu olabilir. Zazacanın ise farklı bir dil özelliği taşıdığı gayet açık. Zazacanın farklılığı, şu mukayeseden de net olarak anlaşılabilmektedir:
Kurmanci: birçî, şikeft, hirî, hirç, tirî, kew, dûh, rovî, havîn, dil, zevî, xwê.
Sorani: birsî, eşkewt, xurî, wurç, tirê, kew, dûwîn, rêwî, hawîn, dil, zewî, xûwê.
Zazaki: veyşo, mığara, pêşm, heş, engur, zerenc, vızêr, luy, emnan, zerr, hêga, sol.
Türkçesi: aç, mağara, yün, ayı, üzüm, keklik, dün, tilki, yaz mevsimi, yürek, tarla, tuz.

Zazacanın ayrı bir dil olduğunun farkında olan Kürt siyasilerinin, Zazacayı Kürtçeye yakınlaştırmak ve süreç içinde Kürtçe içinde eritmek için yoğun çaba gösterdikleri biliniyor. Bu nedenle, kendi yayın organlarında neşrettikleri Zazaca metinlere; artêş, bûyer, çand, dadgeh, dirok, spas, giring, komar, netewi, perwerde, pirtûk, piroz, rizgar, şaredari, tekoşin vs. gibi Kürtçe kelimeler dâhil ettikleri gözden kaçmıyor. Zazacası olduğu halde kullanılmayıp, bunların yerine Kürtçe kelimelerin ikame edilmesi, Zaza dilinin Kürtçeleştirilmesinin hedeflendiğini gösteriyor!

------------------------------

Foto: “Dilbilgisi Açısından Zazaca'nın Yapısı konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Abdulaziz Beki,“Anadil, ezeli kudretin bir ayeti ve bir tuğrasıdır.”
Bingöl Üniversitesi Zaza Dili ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve konuşmacı olarak Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Beki’nin katıldığı, “Dilbilgisi Açısından Zazaca’nın Yapısı” konulu konferans, Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Konuşmasının girişinde anadilin önemine değinen Prof. Dr. Abdulaziz Beki; “Anadil, ezeli kudretin bir ayeti ve bir tuğrasıdır. Şekilleri kulun dimağına, anlamları kalbine ve tuşları da ağzına basılmış özel bir celali mührüdür. Kişinin ilahi kişilik markasını belirleyen bir hatemdir. Anadili, renk gibi, cinsiyet gibi, boy-bos gibi Yüce Allah’ın kullarına bağışladığı, yaratılışına derc ettiği çok önemli bir lahûti nimettir. Bireyin iradesi dışında tasarlanan esrarengiz bir senaryonun tezahürüdür. Kula düşen görev, Allah’ın kendisine emanet ettiği bu dil ayetini doğru okuyarak kabul etmek, öğrenmek, geliştirmek, hak ve hakikatte kullanmaktır. Onu yaratıcısına karşı namazda, niyazda, diğer ebna-i cinsine karşı sosyal ilişkilerde bir sevgi ve saygı iletişim aracı olarak devreye sokmaktır. Her dilin yaratılışı, onu kullanma vizesidir” dedi.
Dilin manevi yönü üzerinde de duran Beki, “Göz bakmak, kulak işitmek, dinlemek, ayak yürümek, el meşru işlerde çalışmak, beyin/akıl düşünmek ve anlamak için yaratılıp verildiği gibi dil de konuşmak, anlatmak ve öğretmek için yaratılmıştır. Bu organların doğal fonksiyonlarını icra etmekte ve meşru dairede kullanmakta yaratıcının var olan icazetine karşı gelmek makul değildir.”
Her dilin ilahi ancak kullanımın beşeri olduğuna değinen Beki, “Her dilin yaratıcısı Yüce Allah’tır. Yüce Allah’ın yarattığı her dilin fiziki ve gramatik yapısını önce vahiy yoluyla bazı peygamberlere veya ilham yoluyla bazı kimselere öğretilmiştir veyahut da bazı cisimlere yüklediği ses ve harfleri bazı insanlara duyurmuştur, daha sonra anılan peygamber veya insanlar da diğer insanlara öğretmek suretiyle bu dil ve dilbilgisi toplumda yayılmıştır. Yani, başlangıçta her dilin iskelet yapısı, gramatik yapısı ve ana kavramları ilahidir; olgunlaştırılması, geliştirilmesi, yeni kavramların eklenerek zenginleştirilmesi de beşeridir” dedi.
Anadilin öneminden sonra Zazaca’yı dilbilgisi bakımından inceleyen Beki, Zazaca’nın üç diyalekti olduğunu belirtti. Konuşması esnasında bu üç diyalektin birbirinden farkına da değinen Beki, Zazaca’daki zamanları da örneklerle inceledi. Beki konuşmasının sonunda okuduğu Zazaca şiir ve kasidelerle salondan büyük alkış aldı.

“Dilbilgisi Açısından Zazaca'nın Yapısı konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Abdulaziz Beki,“Anadil, ezeli kudretin bir ayeti ve bir tuğrasıdır.”

Bingöl Üniversitesi Zaza Dili ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen... ve konuşmacı olarak Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Beki’nin katıldığı, “Dilbilgisi Açısından Zazaca’nın Yapısı” konulu konferans, Bingöl Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda geniş bir katılımla gerçekleştirildi.

Konuşmasının girişinde anadilin önemine değinen Prof. Dr. Abdulaziz Beki; “Anadil, ezeli kudretin bir ayeti ve bir tuğrasıdır. Şekilleri kulun dimağına, anlamları kalbine ve tuşları da ağzına basılmış özel bir celali mührüdür. Kişinin ilahi kişilik markasını belirleyen bir hatemdir. Anadili, renk gibi, cinsiyet gibi, boy-bos gibi Yüce Allah’ın kullarına bağışladığı, yaratılışına derc ettiği çok önemli bir lahûti nimettir. Bireyin iradesi dışında tasarlanan esrarengiz bir senaryonun tezahürüdür. Kula düşen görev, Allah’ın kendisine emanet ettiği bu dil ayetini doğru okuyarak kabul etmek, öğrenmek, geliştirmek, hak ve hakikatte kullanmaktır. Onu yaratıcısına karşı namazda, niyazda, diğer ebna-i cinsine karşı sosyal ilişkilerde bir sevgi ve saygı iletişim aracı olarak devreye sokmaktır. Her dilin yaratılışı, onu kullanma vizesidir” dedi.

Dilin manevi yönü üzerinde de duran Beki, “Göz bakmak, kulak işitmek, dinlemek, ayak yürümek, el meşru işlerde çalışmak, beyin/akıl düşünmek ve anlamak için yaratılıp verildiği gibi dil de konuşmak, anlatmak ve öğretmek için yaratılmıştır. Bu organların doğal fonksiyonlarını icra etmekte ve meşru dairede kullanmakta yaratıcının var olan icazetine karşı gelmek makul değildir.”

Her dilin ilahi ancak kullanımın beşeri olduğuna değinen Beki, “Her dilin yaratıcısı Yüce Allah’tır. Yüce Allah’ın yarattığı her dilin fiziki ve gramatik yapısını önce vahiy yoluyla bazı peygamberlere veya ilham yoluyla bazı kimselere öğretilmiştir veyahut da bazı cisimlere yüklediği ses ve harfleri bazı insanlara duyurmuştur, daha sonra anılan peygamber veya insanlar da diğer insanlara öğretmek suretiyle bu dil ve dilbilgisi toplumda yayılmıştır. Yani, başlangıçta her dilin iskelet yapısı, gramatik yapısı ve ana kavramları ilahidir; olgunlaştırılması, geliştirilmesi, yeni kavramların eklenerek zenginleştirilmesi de beşeridir” dedi.

Anadilin öneminden sonra Zazaca’yı dilbilgisi bakımından inceleyen Beki, Zazaca’nın üç diyalekti olduğunu belirtti. Konuşması esnasında bu üç diyalektin birbirinden farkına da değinen Beki, Zazaca’daki zamanları da örneklerle inceledi. Beki konuşmasının sonunda okuduğu Zazaca şiir ve kasidelerle salondan büyük alkış aldı.

-----------------------------------------



----------------------------




Her zulüm aslında zalimin geçmişindeki bir mazlumluktan alır dayanağını. Çünkü normalde kolay değildir vicdanın bir başkasına zulme itiraz etmemesi. Ancak ezilmiş, hor görülmüş, kötü davranılmış, dışlanmış bir vicdan vazgeçebilir iyi olmaktan ya da gerçek anlamıyla vicdan olmaktan. Zulme uğrayanın zalim tarafından inşa edilen algısında, zulüm normalleşmiştir artık. Kendisinin de başkasına aynı şey...i yapmamasının hiçbir nedeni yoktur.

Yıllarca “Kürt yoktur” zulmünü yaşayanların, bugün “Zaza yoktur” diyebilmelerinin nedenidir bu. “Kürt’ler aslında dağ Türk’üdür” dayatmasının mağdurları, bugün “Zaza’lar aslında Kürt’tür” dayatmasının faillerine dönüşebilmişse sebebi geçmişte bunun kendilerine de yapılmış olmasıdır.

Sözcüklerini üretecek yeni bir alfabe bulamayanlar, başkalarının söylediklerini tekrardan öteye gidemezler. Geçmişte çektirilen acılara yaslanarak bir başkasına zulüm etmenin sınırsız yolu olmasına karşın, bazılarının aynı şeyleri, aynı sıra ve aynı cümlelerle yapmasının nedeni de tam olarak budur. Onlar yıllarca kendilerine zulüm eden işkenceciye o denli âşıktırlar ki, ona benzemiş, o olmuş, en sonunda onun diline dönüşmüşlerdir.

Tuhaf gibi görünse de linç kültürünün mağdurları ve mazlumlarıdır en çok linçe meraklı olanlar. Linçten söz ettiğimiz şu noktada Taraf Gazetesinin Dilbilimci yazarı Sevan NİŞANYAN’ın geçtiğimiz günlerde yayınlanan Zazaca konulu upuzun röportajından söz etmemek olmaz. Şöyle diyor özetle NİŞANYAN;

“Zazaca ayrı bir dildir.”

Ancak bu cümleyi önemli kılan kendisi değil, “Ama bunu söylerseniz linç edilebilirsiniz!” şeklindeki devamıdır. Bunun boş bir cümle olmadığı ve bu linç girişimlerine herkesin muhatap kılınabileceği çok çabuk çıktı ortaya. Cumhuriyet tarihi boyunca bu şehrin başına gelmiş en iyi, en yararlı ve en doğru şey olan Devlet Bakanı Cevdet YILMAZ’a karşı bazı kişi ve kuruluşlar yerel gazeteler aracılığı ile linç girişimi başlattılar. “Zazaca ayrı bir dildir ve açılımın Zaza ayağı eksik kalmıştır” diyen Bakana yöneltilen saldırılar NİŞANYAN’ın bu tespitinde ne denli haklı olduğunu da göstermiş oldu.

Bir zamanlar “Kürt Realitesi” cümlesinin birilerinde yarattığı öfke ve sinir harbinin aynısını bu kez “Zaza realitesi” yaratmış, yeni egemenler bu realite karşısında öfkelenmiş ve Bakan’ı esefle kınamışlardı. Onlara göre (bir Zaza olan) Bakanımızın kendisini Zaza olarak görmeye ve tanımlamaya hakkı yoktu. Çünkü onlar, Bakandan çok daha iyi biliyorlardı O’nun ne ve kim olduğunu. Hatta bir adım ötesi ne ve kim olması gerektiğini de daha iyi biliyorlardı. Bütün sivilliklerini inkar eder biçimde bir masanın etrafında tek sıra dizildikten sonra işaret parmaklarının ucunda verdiler hükümlerini: “Bakan dahil, bütün Zaza’lar Kürt’tür.”

Oysa işaret parmakları ile düşünmenin en kötü tarafı bir insan beyninin o parmağın hacmine sığamayacağının fark edilememesiydi. Bu yaklaşımın, “Bütün elma’lar armut’tur” önermesinden farklı olmadığını da görmediler bu yüzden.

Zeka testlerinde çok kullanılan bir soru vardır; “Sinemada yangın çıktı ve bunu ilk sen fark ettin. Ne yaparsın?”

“Kürt’lerin hepsi Türk’tür” mantığı ile “Zaza’ların hepsi Kürt’tür” mantığı arasındaki paralelliği göremeyen kişi, yangın çıkan o sinemada, kendisinin neden olacağı panik yüzünden tıkanan çıkış kapısına ulaşamayarak yanacak olan kişilerden biridir.

Dil bilimci değilim. Kürtçe ile Zazaca arasındaki farkın Sevan NİŞANYAN’ın belirttiği gibi İspanyolca ile İtalyanca arasındaki farktan fazla olup olmadığını bilmiyorum. Yine Kürtçe’de lehçe ayrımı üzerine bilinen en eski kaynak olan Şerefxan’ın eseri ‘Şerefname’ de Kürt toplulukları ve bunların dilleri sıralanırken Zazalardan ve Zazaca’dan neden söz edilmediğini de bilmiyorum. Bu aralar sesi en gür çıkan Kürt Yazar Altan TAN’ın geçenlerde yaptığı bir söyleşi de “Bugün Kürtçe için konuştuğumuz konular, Kürt sorunu çözüldükten sonra Zazaca için konuşulacak” derken Zazaca ve Kürtçe’yi birbirinden ayırdığının farkında olup olmadığını da bilmiyorum. Ama mahkeme salonlarında Zazaca konuşana Kürtçe bilen tercüman atandığı takdirde, tarafların anlaşmasının mümkün olmadığını iyi biliyorum. Yine sadece Kürtçe konuşabilen birinin derdini mahkemede Zazaca bilen biri vasıtası ile aktarmasının imkansız olduğunu da defalarca görerek idrak etmiş durumdayım. Dil bilgisi ve gramerler konusundaki yetersizliğim bile engel değil aynı şehri paylaşan Zaza ve Kürdün birbirini anlamadığını görmeme.

Derim ki;

İster Zaza, ister Kürt, ister Türk, yada her ne ise ki zerre kadar umurumda değil, bu şehrin insanlarının ne olduklarından önemlidir hangi şartlarda yaşadıkları. Doktor ya da ilaç bulamadığı için ölen çocuğun annesinin hangi dilde ağıt yaktığı pek sığdır çektiği acının derinliği karşısında. Gözyaşının dili de, dini de, milliyeti de olmaz.

Sırf bu yüzden tekrar ediyorum. Bir Bingöllünün bakan olması bu şehrin yakaladığı en önemli fırsattır. Cumhuriyet tarihi boyunca bu şehre yapılan yatırımdan fazlası Cevdet Bey’in bakanlığı döneminde yapılmış, özellikle Üniversite konusunda baş döndürücü bir gelişme hızına ulaşılmıştır. Bingöl kağıt üzerinde 1936’da vilayet olmuştur ama bana göre gerçek anlamda bir kent kimliğine kavuşması ancak bu dönemde ihtimal haline gelebilmiştir. Bingöl’ün kentleşme süreci bu dönemde ivme kazanmış ve hala devam etmektedir. Kentin bu değişimini tamamlayarak geri dönülmez biçimde şehirleşmesi ve modernleşmesi için bakanlığın mutlaka bir dönem daha bizde kalması gerektiği açıktır.

Kıymet bilmeyen, değer vermeyi öğrenmemiş gürültücü azınlığa mukabil, sessiz çoğunluğun her şeyin farkında olduğuna inanıyorum. İlk fırsatta ve ilk seçimde kadir kıymet bildiklerini, Bakan’ın bu şehrin bugünü ve yarını için ifade ettiği devasa anlamın farkında olduklarını dosta düşmana göstereceklerinden kuşkum yok.


------------------------------------




Kendine has Özellikleri ile Zazaca Dili, Farsca ve Kürtçeden ayrıdır.
Zazaca batı-irani Dillerin Ses sisteminde kendine ait söylenişe ve gramatiğe sahiptir ve bu özellikleri ile Farsca ve Kürtçeden oldukça farklı bir Dildir.

Burdaki Örnekler sadece Kurmanci(Kuzeykürtçesi) için değil Sorani(Merkezkürtçesi) ve Feyli(Doğukürtçesi) içinde geçerlidir.
...
Kürtçede xw- ve Farsçada x- ile başlıyan bir çok Kelime Zazacada w- ile başlar:

Türkçe : Okuma, isteme, iyi, Kızkardeş, Allâh, Kül
Zazaca : Wendene, Wastene, Wes, Wae, Homa/Haq, Wele
Kürtçe : Xwendin, Xwastin, Xweş, Xwişk, Xweda, Xwelî

Kürtçede k- ve Farsçada x- ile başlıyan bir çok Kelime Zazacada h- ile başlar:

Türkçe : Satın almak, Eşşek, Çeşme, Kaşınma, Gülme
Zazaca : Herina, Her, Hêni, Huriaene, Huyaene
Kürtçe : Kirîn, Ker, Kanî , Xurîn, Kenîn

Kürtçede ve Farsçada g yada b- ile başlıyan bir çok Kelime Zazacada v- ile başlar(Avestaca ve Partçada'da bu Zazaca gibidir):

Türkçe : Söylemek, Kurt, Rüzgar, Aç, Yirmi, Ot, Hatır(lama), Öne, Ağlamak
Zazaca : Vatene, Verg, Va, Vêsan, Vist, Vas, Viri, Ver, Berbayis
Kürtçe : Gotin, Gur, Ba, Birçîtî, Bîst, Giya, Biheş, Ber, Girîn

Zazaca ve Kürtçe dillerindeki kişi eklerinin karşılaştırması:

Türkçe : -im, -sin, -dur, -siz, -siniz
Zazaca : -ane, -ê/a, -o/a; -ime, -ê /
Kürtçe : -im, -i, -e, -in

Zazaca'da cinsiyet belirtimi Kürtçe ve Farscadan daha etkindir. Zazaca dilinde Bayanlar için Zamir mevcutdur.

Kürtçe ve Farscada şimdiki zaman fiil çekimleri (di-; mi-) ön ekleri ile yapılırken bu Zazaca dilinde fiil kökünün sonuna gelen "en" eki ile oluşur. Bu "en" eki Hazar Denizi bölgesindeki dillerdede halen mevcutdur.
(Hazar Denizi- Bin(1000) Deniz ... Bin(1000) Göl)

Türkçe - Zazaca - Kürtçe - Farsça
Ben korkuyorum - Ez tersenan - Ez/Min ditirsim - Man mîtarsam

Zazaca Mastar eki -êne (Örn. vat-êne = söylemek) Partça ile olan bağını kanıtlamaktadır(vaxt-ahende).
Belucice'de de bu özellik bulunmaktadır.

Zazacada ve Farsçada "m"-Seslisi ile görülen bir çok Kelime Kürtçede v yada w- şeklindedir:

Türkçe : isim, adım, damat, göz, gümüş, koşmak, yarım, sellam
Zazaca : name, game, zama, çim, sêm, rema, nêm, silam
Kürtçe : nav, gav, zava, çav, ziv, revi, niv, silav

Zazacada İsim, Sıfat ve Zamirlerde Cinsiyet belirtimi vardır.
Kürtçede j- ve Farsçada z- seslisine sahip bir çok Kelime Zazacada c- seslisidir:

Türkçe: Kadın, Aşağı, Hayat, den,dan-, Gün, Söyle, Görünmek, Ucuz
Zazaca: Cêniye, Cêr, Cewia-, ci, roc, vac-, vic- ro, ercan
Kürtçe: Jin, Jêr, Jiyan, ji, roj, bej-, bêjandin, erjan

Zazacada bir çok Ek-ler vardır. Örneğin : "ra, ro, de, pira, piro, tira, têra, we, were" Bu ekler Kürtçede ve Farsçada kaybolmuş vaziyette.

Kürtçede ve Farsçada edilgen fiiller "soden, hatin" gibi yardımcı filler ile kurulur iken Zazacada bu i- ile ortada kurulur. Örneğin : kişeno -> kiş-i-no.

Kapı gibi Kürtçede ve Farsçada d- ile başlıyan bir çok Kelime Zazacada b- ile başlar

Türkçe - Zazaca - Kürtçe - Farsça
Kapı - Ber - Der - Der


-------------------------------------------------------



---------------------




Çi biyo, çi nebiyo. Ju dewı biya. Dewıdı ju pira kokıma por sıpi biya. Kese na piri çinbiyo. Pira dı, bê kes a fıkarê biya. Teyna ju bızadı pirı biya. Bıza Kholı. Pirı her roc na bıza Kholı doşena Sıte bızı amen kena, kena most. Ayra do, ron, torak vırazena ebı yi geçıme xu vecena.

Na dewıdı ju lüyı bena. Lüyadı luka. Zof ebı fend bena. Lüyı hessinape kı çe pirıdı herroc Sıto germ esto.Sona ebı... dızdi Sıti Sımena, pize xu mırd kena, cerena Sona cay xu. Herkı havalane xu venena, inanraki xu goynena vana: "mı ju pira vızkını dia. Her roc Sono pize xu kono mırd yeno. Pirı qe nıhessina pe."

Roce naha. Dıroci naha. Cane pirıra tekeno. Pirı vana "Ne.. nu naha nıbeno. Ez gerekkı na lüya ritkını peceri. Hale dı xırab biyari hay ser. Hayira hefe xu bıceri. Zobina ne, rüye mı na dewıcianra maneno, neki; werdena mı mıra manena".
Pirı xobı xo plane xu vırazena. Xo kena hazır. Nezdiye waxto kı lüyı bero, dari'ya dı tüj cena xudest, pey çeberidı xu darenawe. Pe lüyı pina.

Lüyı çiyira bexeber, ze her roci, ebı kef Sona çe pirı. Dorme xu goşdana, boy kena, ser kena kı tabawo tamaşe çino. Sona zere. Zekı ebı deste xo noro, cay bıroşe Sıti venena. Keykı sore xu kena bı bıroş kı Sıt bışımo, pirı, 'Hıh' kena, dariya tüjı koké dıme lüyıdı nanaro. Dım lüyıra cırakena, cena. Lüyı ebı dec o joné dımi, khuza khuz xu zor erzena teber. Rey niyadanakı dım peyra çino. Pirı dım gureto xu dest, ver çiberidı vındena.

Lüyı tene kı akıl amarı sore, tenékı xobı xo fikiria, vana: "Pire pire, ez keday tu. Mı kerd. Tu mekı. Dımé mı bıdı mı, ez reyna neno. Bé dım ki, ez neşkino Seri lew Olwazané xu. Bé dım ez neşkino çalp-çulpé xu bıkeri. Dımé mı bıdı ez şeri çalp çulpe xu blkeri".

Pirı vana: "Lüyé lüyé, tu honde Sıté mı tırt werd. Tu ez weşan teşan verda. Ez çıton dımé tu, todi? Veyra ju, tu Su mıra Sıté mı biya. Ayre tepia ez dımé tu, todi. Tu ki Su çalp çulpé xu bıkı".

Lüyı sékenakı zobina çare çino, urzenara Sona lew Bıza Kholı. Vana: "Bıza Kholı Bıza Kholı, ez qeday tu, xere xu bıroşé Sıt bıdı mı. Ez beri, pirı di. Pirı dımı mı bıdo mı. Ez Seri çalp-çulpé xu bıkeri.

Bıza Kholı vana: Waa lüyı waa lüyı, hawo çond aşmékı mı ebı mırdi velg nıwerdo. Gananı mı dı taba Sıt nımendo. Su bırr'ra vıraré velg biya, bıdı mı. Ez pize xu mırdkeri. Sıt bero ganan mı. Ez Sıt to di. Tu Sıt berı, Pirı dı. Pirı dımé tu to do. Tu ki Su çalp çulpé xu bıkı."

Lüyı Sona lew dara mozénı. Vana:"Dara mozén dara mozén, Xeré xu tené velg bıdı mı. Velg beri Bıza Kholı di. Bıza Kholı Sıt bıdo mı. Sıt beri pirı di. Pirı dımı mı bıdo mı. Ez Seri çalp-çulpé xu bıkeri".

Dara mozen vana: "Lüye Lüye, Hawo çi waxto k? Sili nıwora. Ruç'ke mı bé awı haw biya zuwa. Purt murte mı pero biye huşk. Su(Şo), eynira tay awl bıoncı bia kokémıverdı. Tené can bero rı mı. Purtémı kewe be. Ez welg dono tu. Tu welg berı Bıza kholı dı. Bızı Sıt to do. Tu Sıt berı Pirıdı. Pirı dımı tu to do. Tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı".

Lüyı Sona ser Eyni. Vana:"Eyni eyni, xere xu bıroşé awı bıdı mı. Ez awı beri dara mozenıdi. Darı velg bıdo mı. Ez velg beri Bıza Kholı di. Bızı Sıt bıdo mı. Ez Sıt beri Pirıdi. Pirı dımé mı bıdo mı. Ez ki Seri çalp-çulpé xu bıkeri."

Eyni vano: " Waa lüyı waa lüyı, hawo çond aşme(menge) kı kes neno diyaré mı. Çena paşay nena ser mıdı nırekésina. Çımé mı, na sebebra biyo zuwa. Su, çena paşay bia sermı. Çena paşay ser mıdı bıreqesiya. Tené awı bero çımé mı. Ez awı todi. Tu awı berı darı dı. Darı velg to do. Velg berı Bıza Kholıdı. Bıza Kholı Sıt todo. Tu Sıt berı pirı dı. Pirı dımı tu, to do. Tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı."

Lüyı Sona lew çena paşayi. Vana: "çena paşay çena paşayi: Xeré xu be ser ni eynidı bıreqesi. Eyni awı bıdo mı. Ez awı béri dara mozendi. Darı velg bıdo mı. Ez velg beri Bıza Kholı di. Bızı Sıt bıdo mı. Ez Sıt beri Pirıdi. Pirı dım mı bıdo mı. Ez ki Seri çalp-çulpé xu bıkéri."

Çena paşay vana: "Waa Lüyı Waa lüyı, Hawo lınganı mıdı kundıri (soli) newi némendé. Ez çıton Seri ser eynidı bıreqesı. Su goşkari. Mıra cıte kundıranı néwe biya. Ez Seri ser eynidı bıreqesi. Eyni awı tu do. Tu awı berı darı dı, Darı velg to do, velg berı Bıza Kholıdı. Bıza Kholı Sıt todo. Tu Sıt berı pirı dı. Pirı dımı tu to do. tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı."

Lüyı Sona lew goşka'ri. Vana: "Goşkar goşkar, xeré xu çena paşayra cıte kundıranı néwan bıderzı.Ez kundıran çena paşaydi. Çena paşay Sero ser eynidı bıreqesiya. Eyni awı bıdo mı. Ez awı beri dara mozendi. Darı velg bıdo mı. Ez velg beri Bıza Kholı di. Bızı Sıt bıdo mı. Ez Sıt beri Pirıdi. Pirı dım mı bıdo mı. Ez ki Seri çalp-çulpé xu bıkeri."

Goşkar vano: "Waa Lüyı Waa lüyı, hawo çond rociyekı mı, mırdiya xu non nıwerdo. Su kergıra dı hakan bıcı. Mıra hakı-ron poci. Ez hakı-ron bori, pize xu mırd keri ayre tepia çena paşayra cıte kundırewo néwe bıderzi. Kundıran berı çena paşaydı. Çena paşay Sera ser eynidi bıreqesıya. Eyni awı tu do. tu awı berı darı dı, darı velg to do, velg berı Bıza Kholıdı. Bıza Kholı Sıt todo. Tu Sıt berı pirı dı. Pirı dımı tu to do. tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı."

Lüyı Sona lew kergı. Vana: "Waa kergı waa kergı, xere xu dı hakan bıdı mı. Ez hakan goşkari di. Goşkar cıte kundıran néwan bıderzo. Kundıran çena paşaydi. Çena paşay Sero ser eynidı bıreqesiya. Eyni awı bıdo mı. Ez awı beri dara mozendi. Darı velg bıdo mı. Ez velg beri Bıza Kholı di. Bızı Sıt bıdo mı. Ez Sıt beri Pirıdi. Pirı dım mı bıdo. Ez ki Seri çalp-çulpé xu bıkeri."

Kergı vana: "Waa Lüyı Waa lüyı, hawo çond rociyekı mı bı mırdiye qut nıwerdo. Su merekıra kut biya. Ez kut bori, Tora dı hakan bıkeri. Tu hakan berı goşkaridı. Goşkar cıte kundıranı néwan bıderzo, Kundıran berı çena paşaydı. Çena paşay Sera ser eynidi bıreqesiya. Eyni awı tu do. Tu awı berı darıdı. Darı velg to do. Velg berı Bıza Kholıdı. Bıza Kholı Sıt todo. Tu Sıt berı pirıdı. Pirı dımı tu to do. Tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı."

Lüyı Sona lew merekı. Vana: "Merek merek xere xu tenı qut bıdı mı. Ez qut beri Kergı di. Kergı, dı hakan bıdo mı. Ez hakan goşkari di. Goşkar cıte kundıran néwan bıderzo. Kundıran çena paşaydi. Çena paşay Sero ser eynidı bıreqesiya. Eyni awı bıdo mı. Ez awı béri dara mozendi. Darı velg bıdo mı. Ez velg beri Bıza Kholı di. Bızı Sıt bıdo mı. Ez Sıt beri Pirıdi. Pirı dım mı bıdo mı. Ez ki Seri çalp-çulpé xu bıkeri."

Merekı vana: "Waa lüyı waa lüyı, çond aşmekı serı mı log nebiyo. Keykı Sili (variş) vora ser mı dılop keno. Tu Su, serı mı lox kı. Ez qut todi. Tu qut berı kergıdı. Kergı, dı hakan tu do. tu hakan berı goşkaridı. Goşkar cıte kundıran néwan bıderzo. Kundıran berı çena paşaydı. Çena paşay Sera ser eynidi bıreqesiya. Eyni awı tu do. Tu awı berı darı dı. Darı velg to do. Velg berı Bıza Kholıdı. Bıza Kholı Sıt to do. Tu Sıt berı pirı dı. Pirı dımı tu to do. Tu ki Su çalp-çulpé xu bıkı."

Lüyı veycina ser boni. Zor dana kı loxı bıonco. Zoré xu nışonocı. Merredinara, ze loxı xu na hetra, u hetra gındır kéna, (gewz dana) Merekı lox kéna. Sona cer, merekıra tay kut cena. Kut bena dana kergı. Kergıra dı hakan cena. Hakan dana goşkari. Goşkar cıte kundırané néwean derzeno, dano lüyı. Lüyı kundıran bena dana çena paşayi. Çena paşayi olwazanı xu aredana. Sona ser eynidı rekesina. Eyni awı dano Lüyı. Lüyı awı bena kena koké Dara Mozénı. Darı velg dana lüyı. Velg bena dana Bıza Kholı. Bızı bıroşé Sıt dana Lüyı. Lüyı Sıt bena dana Pirı. Pirı, dımı lüyı ana kı, çı bıvenimi! dım ebı gocegan, ebı morekanı rengınan xemeliyayo.dürira berekino. Dımı lüyı peyser ca ra derzena. Lüyı ki ebı kef ebı eşk, Ebı Sadımani, Sona çalp-çulpé xu kena.

Na meselera tepia lüyı reyna nezdiye dewı nıbena dewı ra ki taba nıtırena.
------------------------------------------------------------------------
(Na sanıkı heté Suka Qeyseri(Kayseri) Dewa Prodan -Küçük Söbeçimen'ra Bertal Kahraman'i da are. Domanina Bertali'dı çiton ki ame vateni, hini amé nusnayinı. Helbet tay versiyone na sanki ye bini ki gerek kı bıbé.)


---------------------------------




Zazaki vona ; Ez hayo ha vin bena, mı weş bımusê u bınusê, qıjon xo zi bımusnê, eyz qayıla bıcıwuyê. Tayê şıma qewl(tenezül) nêkenê behsê mı bıki, tay qewl nêkenê qısê bıki , tay zi biyayış mı ra şermayeni. Ez sebıkê mı dest dı nib, ez şıma rê biza zon/zıwan. Homay ez daya şıma, sujê mı çinyo. Ez heyna zi şıma ra nêheredina, ez zuna yew nehfê mı şıma nêresena, ayêra şıma goş mına nêkuwenê. Eyz qay...ıla nehfê mı bıreso şıma, seki ez mekteb dı nêdiyena wendış. Eyz zê herg zon yew zon'a. Yew ferq ma esto ; wahar yın cırê wahar weciyêni, ayê mı nê. Xo vira meki, vin biyayişê mı , vin biyayışê şımawo.
___________________
Zazaca diyor ki ; Yok olmak üzereyim , beni iyi öğrenin, doğru yazın, çocuklarınıza da öğretin, bende yaşamak istiyorum . Bazılarınız tenezzül etmiyor benden bahs etmeye , bazılarınız tenezzül etmiyor konuşmaya , bazılarınız varlığımdan utanıyorlar. Ne yapayım elimde değildi, size dil oldum. Allah beni size Verdi, suçum yok benim . Yinede size darılmıyorum, biliyorum size bir faydam dokunmuyor, ondan kulak asmiyorsunuz. Bende istiyorum size faydam dokunsun, ne yapayım okullarda okutulmuyorum. Bende her dil gibi bir dilim. Aramızda tek fark var, onların sahipleri sahip çıkıyor, benimkiler değil. Unutmayın, benim yok oluşum , sizin yok oluşunuzdur.


http://zazaedebiyati.tr.gg/Ana-Sayfa.htm

-------

http://zazaedebiyati.tr.gg/sayfa_14.htm

-------

http://zazaedebiyati.tr.gg/sayfa_16.htm

Bugün 37302 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol